Öncelike şunu söylemek zorundayım; biz insanlar içimize üflenmiş ruhla beraber gelen, hissetme, kannat kullanma ve saçmalama gibi insani özelliklerimizi bir kenara bırakırsak, “hepimiz hayvanız!”. Özellikle şuursuzlaştığımız anlarda yani insan mantığımızı kullanım dışı bıraktığımızda, hayvan reflekslerine ve iç güdülerine sahibiz. Şüphesiz ki; hayvani ve insani özellerimizin rot-balans ayarlarının sağlam olması sürüş zevki açısından iyi olucaktır.
Modern çağın yaşken eğdiği biz insanların, eğilen bükülen, yanında kuru olmadan bile yanan iç güdülerimizden bir tanesi de şiddete olan eğilimimizdir. İnsanlar şiddetle bağlantılı olarak “pısanlar” ve “pıstıranlar” diye ikiye ayrılır hale geldiler. Dünya nüfusu, ya her olayda eli levye uhuvetine bürünen insancıklarla, ya da “how i met your mother?” dizisindeki Kanadalı tarifi gibi, iki insan çarpıştığında, özür dileyen, çarpılmış mağdur insanlarla doldu. Ama şunu belirtmem gerekiyor ki; bu bozulan şiddet dağılım pastasında; sayısal açıdan pısırıklar, öksüz doyuran ayarında ezici üstünlük sağlıyor olsalarda, egemenlik açısından pıstıranlar, pısırıklara tabağın dibini bile yalatmıyorlar. Karanlık bir yolda yan yana bile geçmekten korkan, birisi bişey der diye korkarak ömür geçiren, hep yol kenarından yürüyen, ensesine vur ekmeğini al cinsinden pıstırılmış pısırıklar bir ülkede yüksek bir nüfusa sahip ise; egemen salt kaba kuvvet dahada güçlenicektir ve bozulan dengeler düzelmicek kıvama gelicektir. Bu yazdıklarımdan insanları şiddete yönlendirdiğim anlaşılmasın ama şiddeti hayatından çıkarıp “biz kaba kuvvete karışıyız” diyen penguenlerle, “alayına gider” diyen zontaların arasında kalan bir nesil cereyana maruz kalıp, bel fıtığı olmakta. Bize düşen dünyanın dengesinin bozulmaması adına; her insanın içindeki hayvani şiddet iç güdüsünü, insani niteliklerinin önüne geçirmeden, gerekli yerlerde, meşru mazeretlerle kullanmak üzere mevziye yerleştirmek. Aslında şiddetle alakası olmayan bir zat-ı muhteremin, bu anlattıklarımın üzerine düşen bir cümlesiyle yazımı bitiriyorum: “şiddete meyyalim vallahi dertten”
Yaşasın orantılı güç! Yaşasın şiddet mazeretleri!
0 yorum:
Yorum Gönder