9 Aralık 2010 Perşembe

"uyanmak" üzerine

Bilhassa, son zamanlarda dikkatimi çeken bir şey var; uhrevi, tasavvufi eksende en çok dinlediğim 2 eserin, en çok dilime dolanan kısımları ortak bir kavramda buluşuyorlar: “uyanmak”

Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın
  Göçtü kervan kaldık dağlar başında
dinle
  
uyan ey gözlerim gafletten uyan
  uyan ey uykusu çok gozlerim uyan
dinle

Uyanmak metafor olarak çok kullanılmış bir kavramdır aslında. Göz uyur, gönül uyur, dost uyur, su uyur, hatta düşman bile uyur ama marifet uyumakta değil uyanmaktadır azizim. Bence bilim adamları yanılıyorlar; insan, düşünen hayvan değildir. İnsan, kalben ve aklen uyanabilen hayvandır.
Uyanmak üzerine bu kadar fikri antrenman yapmamın sebebi muhtemelen, yakın dönemlerdeki şahsi eksikliklerimin, yoksunluklarımın, hissi yoksulluklarımın ve ihmallerimin artmasıdır. Gerçi bunlar, safi bana ait sorunsallar değil. Modern çağın, beşeriyete dayattığı, yağlı ilmeğini bulduğu ilk boğumda sıktığı rutin mağlubiyetler bunlar.
Artık çoğumuz, Sandman’in gözümüze serpiştirdiği uyku tozlarıyla değilde, kardeşi Lucifer’ın is tozlarıyla adeta içsel ölüme uyuyoruz. Uyanmıyor gözlerimiz gafletten, kervanlar göçüyor gönlümüzden, kervanlar dolusu umut ve inanç satıyoruz ellerini ovuşturup kıs kıs gülen mezarcı tüccarlara. Beşer dünyası ruhu hiç gülmeyen, hep uyuyan insanlarla doldu. Bu pencereden bakınca belki de içinizden bir kaçınız, ben uyumakta ısrar ediyorum daha doğrusu uykuda mapus yatıyorum diye hala uyuyordur –atalar asla yanılmaz; hep üzüm, üzüme baka baka kararır-.
Ve yine belki de hepimize şefkatli ve şiddetli bir anne sesi darbesi gerekiyordur “uyan yavrum uyan! Dünyada sabah oldu!”
Benim yüzümden uyuyanlar, hakkınızı helal edin e mi?

Uyanmıyor gözlerim
Hem gafletten, hem sefaletten.
Kervanlar göçüyor gönlümden
Ve sadece arkasından uyuyabiliyorum onların.
Kervanlar dolusu umut,
Kervanlar dolusu inanç satıyorum
Gülümsüz tacirlere.
Aczimi ve fakrimi vuruyor yüzüme.
Uyu diyor nefsim. Uyu!
Ben uyuyorum cennet,
Sen unut beni…
                            MelihTuğtağ

0 yorum:

Yorum Gönder