8 Temmuz 2010 Perşembe

“Bayan Vuvu Zela ve Hüsn-ü Niyet Kahvesi” Hikaye no:1


Tarihin hangi anından baktığınıza göre, onun görünüşüyle ilgili sıfatları, parçalı bulutlu olarak değişir. İki bini sekiz geçeden bakarsanız on sekiz yaşında, narin nazenin, zarif, çıtı-pıtı bir bayan, iki bini elli küsür geçeden bakarsanız, olgun, narin, nazenin, zarif ama vardakosta bir baaaayan görebilirsiniz. Onun adı Velvet… Velvet Zela. Kariyerine, ergenlik başında eşe-dosta hatır gönül şarkı söyleyerek başlamış, gönül kalelerinin surlarını döven bir trabluketçiydi, Velvet.
Sene iki bini on geçe…
- Alo! Vuvu!
Arayanı ilk tadımda anlayamamanın verdiği duraksamadan sonra, ona sadece iyi tanıdıklarının Vuvu dediği aklına geldi ve sesin sahibini tespit edince, sanki tanıdıklarıyla hep sol tarafıyla konuşuyormuş gibi doğal bir tavırla, saçından yer açarak ahizeyi, sağ kulağından çekip sol kulağına koyarak; keyifle şakırdamaya başladı:
- Emel ablacığım, nasılsınız?
- Boşver şimdi beni şekerim, havadisler sende. Raci’yle sözleşme imzalamışsın?
-“Umarım dağıtacağım imzaların ilki bu olur.” Diyerek kikirdedi Velvet veya nam-ı diğer Vuvu.
          ***
Yeşiltepedeki evinden, kimilerince efsunlu olduğu iddia edilen ve sahne alacağı “Hüsn-ü Niyet Kahvesi”ninde üzerinde bulunduğu, “Şahsen Apartmanı”na taşınmak üzere yola çıktı.
"“Bayan Vuvu Zela ve Hüsn-ü Niyet Kahvesi” Hikaye no:1" Devamını oku